ÖZ
Türkiye 1980’lerden itibaren uluslararası göç sürecinde hem hedef, hem de transit ülke konumundadır. Son yedi yıldır Suriye’de meydana gelen olaylar nedeniyle Suriye’den Türkiye’ye kitlesel bir mülteci göçü gerçekleşmiştir. Ancak Türkiye’de mülteci statüsü, sadece Avrupa kökenli olan kişilere verildiğinden, Avrupa ülkelerinden gelmeyen kişiler; “geçici koruma, ikincil koruma ve şartlı mülteci” statüsü adı altında tanımlanmaktadır. Türkiye’de Afganistan, Somali ve İran gibi ülkelerden gelen kişiler “şartlı mülteci” olarak tanımlarken, göçün kitlesel olma niteliği bağlamında Suriye’den gelen 3,5 milyon kişi “geçici koruma statüsü sahibi kişiler” olarak adlandırılmaktadır. Bu makalede Türkiye’de mülteci çocuk emeğinin sosyolojik görünümleri Şanlıurfa örneğinde ele alınmaktadır. Araştırmalar Türkiye’de bulunan Suriyelilerin yaklaşık yarısının çocuk olduğunu ve bu çocukların eğitim süreçlerinin dışında kalarak istihdamda yer aldıklarını ortaya koymaktadır. Suriye sınırında yer alan Şanlıurfa ise, İstanbul’dan sonra Türkiye’de Suriyeli mültecilerin en fazla yaşadığı ikinci kent iken, Suriyeli sayısının nüfusa oranı bakımından birinci sıradadır. Saha araştırması 2018 yılı OcakŞubat aylarında yapılan çalışma, sanayide ve hizmetler sektöründe çalışan ve yaşları 15-17 arasında değişen toplam 20 Suriyeli mülteci çocukla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada derinlemesine görüşmeler yoluyla mülteci çocuk işçiliğinin koşulları çocukların gözünden anlaşılmaya çalışılmıştır. Suriyeli çocukların çocuk olma ve çalışma arasındaki ilişkiyi nasıl anlamlandırdıkları ve çocuk emeğinin savunmasız halleri tartışılmıştır
Anahtar Kelimeler : ÖZUluslararası Göç, Çocuk İşçiliği, MülteciÇocuk İşçiliği, Suriye, Türkiye, Şanlıurfa