ÖZ
1980’li yıllardan günümüze kadar uygulanan neo-liberalpolitikalar ve küreselleşme, toplumsal yapıda, çalışma ve işgücü üzerinde bazı temel dönüşümlere yol açmıştır. Bu süreçte yeni iş ve meslek alanları yanında; kayıt dışı çalışma gibi standart dışı çalışma biçimleri de artarak daha görünür hale gelmiştir. Kayıt dışılık, toplumdaki esnek çalışma zemininde göreli düşük ücret, güvencesizlik ve uygun olmayan koşullarda çalışma anlamına gelmektedir. Buyapısal değişikliklerden en fazla ve olumsuz etkilenenler ise yoksul, kadın, çocuk ve vasıfsız işgücü gibi toplumdaki dezavantajlı gruplardır. Küreselleşme sürecinin edilgin aktörleri arasında yer alan bu grupların kayıt dışı istihdam sürecinde korumasız ve kontrolsüz koşullarda, uzun ve ağır iş saatlerinde düşük ücretle çalışmak zorunda olmaları ise yoksulluğu yeniden üretmektedir. Bu çalışmada kayıt dışılık, küreselleşme arka planı içinde sosyal görüntüleri ile birlikte ele alınmaktadır. Dezavantajlı gruplarla kayıt dışılık arasındaki karşılıklı ilişkiler irdelenirken, Türkiye’ye özgü nitelikler dikkate alınarak kayıt dışılığa eşlik eden sosyal örüntülerin ortaya konması amaçlanmıştır. Çalışmanın temel bulgusu, işgücündeki yapılanmanın giderek kendi sosyal dokusunu yaratması ve Türkiye’de yoksulluk ile kayıt dışı istihdamın niteliği arasında güçlü bir bağın var olmasıdır. Buna paralel bir diğer bulgu ise, kayıt dışılığın, toplumun özgün yapısı dikkate alınarak, ekonomik göstergelerin yanında sosyalboyutları ile birlikte analiz edilmesinin önemidir