ÖZ
Türkiye’nin ilk şişe-cam fabrikası 1935 yılında, Birinci Sanayi Planı çerçevesindeki sanayileşme hamlesi içinde, İş Bankası tarafından kurulmuştur. Gerçekte özel sermayeli bir yatırımcı banka olmasına karşın, Cumhuriyetin kurucu elitiyle organik bağlarından dolayı kendisine “milli” bir tür yarı-kamusal bir kimlik atfedilmiş olan İş Bankası’nın kurduğu Paşabahçe Şişe-Cam Fabrikası, Türkiye’nin ulus inşası döneminde sınıf mücadelesinin ve işçi sınıfı oluşumunun farklı boyutlarını gözlemek açısından özgün bir örnek oluşturur. 1940’lı yıllar boyunca devletin emek sürecindeki doğrudan belirleyiciliği artmıştır. Emeğin denetim altına alınması dönemin sermaye birikim süreci için özel bir önem kazanmıştır. Bu gelişmeler Şişe-Cam’da dönem boyunca geçerli olan fabrika rejiminin temel karakterini de belirler. Sanayileşme planı kapsamında faaliyete geçen diğer fabrikaların kurucusu kamu bankaları Sümerbank, Etibank ile Şişe-Cam ilk anda neredeyse aynı statüde gibi görülür. Ancak kamuözel ayrımı kendisini asıl çalışma ilişkilerinde, emek sürecinde ve bölüşüm alanında gösterir. Paşabahçe fabrikasının sosyal tarihi, sınıfların milli temelde ve/veya şirket kalkınması adına uzlaşmasının tarihi olarak görülemez. Tersine işçilerin; işverenin ve devletin kendilerine uyguladığı baskıya ya da rızaya dayalı yönetsel stratejiler karşısında bazen örtük, bazen de açık örneklerle ortaya koydukları sınıfsal direniş deneyimlerini içerir. Makalede, Türkiye emek tarihçiliğinin fabrika tarihi ekseninde derinleştirilmesi, işçi sınıfı oluşumunun daha gerçekçi bir resminin oluşturulması, ulus inşası tarihinin emekçilerin deneyimleri zemininde yeniden amaçlanmaktadır. Erken Cumhuriyet döneminin milli fabrikasında süren sınıf mücadelesini anlamak için Paşabahçe Şişe-Cam’ın ilk 15 yılı, yukarıda sunulan çerçevede öykülenecek ve değerlendirilecektir
Anahtar Kelimeler : İşçi sınıfı, fabrika rejimi, emek tarihi, Paşabahçe Şişe-Cam, emek sürecinde denetim, sendika, cam işçileri