YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ |
|
Esas No.
Karar No.
Tarihi: |
2016/10236
2016/16041
02.06.2016 |
İlgili Kanun / Madde
6100 S. HMK. /297
|
|
- KARAR TEFHİM EDİLDİKTEN SONARA DEĞİŞTİRİLEMEYECEĞİ
- KISA KARARLA GEREKÇELİ KARARIN ÇELİŞİK OLMAMASININ GEREKMESİ
|
|
ÖZETİ Davanın reddine veya kabulüne dair karar tefhim edildikten sonra bundan dönülerek yeni ve bundan farklı bir hüküm kurulamayacağı gibi, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılması ve kısa kararla çelişik olmaması da gerekir. Aksinin kabulü mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve kanunlarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
Somut olayda, mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu alacaklar, davalı tarafın ibraz ettiği fotokopi belgelerin dikkate alınıp alınmamasına göre iki seçenekli hesaplanmıştır. Mahkemece fotokopi belgelere değer verilerek hesaplanan miktarlara hükmedildiği halde karar gerekçesinde fotokopi belgelere itibar edilmediği belirtilmiştir.
Bu durumda, kararın açıklanan gerekçesi ile kurulan hüküm sonucu arasında çelişki bulunduğu belirgindir
Hal böyle olunca, mahkemece Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 ve 298. maddelerinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverenin yurt dışında bulunan şantiyelerinde çalıştığını, sözleşmesinin davalı tarafından haklı sebep olmaksızın feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarını istemiştir.
Davalıların cevaplarının özeti:
Davalı vekili, davacının müvekkili şirkette iddia edilen kadar çalışmasının bulunmadığını, çalıştığı süreye ilişkin olarak tüm işçilik alacaklarının ödendiği beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar taraflarca temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de hüküm fıkrasına uygun biçimde kararda yer alması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1991/7 esas; ve 1992/4 karar sayılı ve 10.04.1992 günlü kararı).
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Davanın reddine veya kabulüne dair karar tefhim edilikten sonra bundan dönülerek yeni ve bundan farklı bir hüküm kurulamayacağı gibi, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılması ve kısa kararla çelişik olmaması da gerekir. Aksinin kabulü mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve kanunlarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
Somut olayda, mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu alacaklar, davalı tarafın ibraz ettiği fotokopi belgelerin dikkate alınıp alınmamasına göre iki seçenekli hesaplanmıştır. Mahkemece fotokopi belgelere değer verilerek hesaplanan miktarlara hükmedildiği halde karar gerekçesinde fotokopi belgelere itibar edilmediği belirtilmiştir.
Bu durumda, kararın açıklanan gerekçesi ile kurulan hüküm sonucu arasında çelişki bulunduğu belirgindir
Hal böyle olunca, mahkemece Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 ve 298. maddelerinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilere iadesine 02.06.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.